23 Nisan 2020 Perşembe

korona virüs hakkında öğrendiklerimiz:

Geçtiğimiz ay boyunca korona virüs hakkında öğrendiklerimiz:
1. Aslında hiçbir sebeple evden çıkmamalısın ama mecbursan çıkabilirsin.
2. Maskeler işe yaramaz ama yine de takman gerekebilir, çünkü seni koruyabilir. Gerçi korumaz ama diğer taraftan mecburi.
3. Açık olanlar hariç bütün dükkanlar kapalı.
4. Hastanelere asla gitmemelisin ama gitmen gerekiyorsa gitmelisin. Aynısı doktorlar için de geçerli, sadece acil durumlarda gitmelisin, ama çok hastaysan gitmemelisin.
5. Bu virüs ölümcül ama aynı zamanda çok korkmaya da gerek yok, sadece bazen küresel bir felakete neden olabilir.
6. Eldivenler sizi korumaz ama yine de işe yarabilir.
7. Herkes evinde kalmalı ama dışarı çıkmak önemli.
8. Marketlerde ürün kıtlığı yok, ama geç kalırsanız bazı ürünleri bulamazsınız, erken giderseniz belki bulabilirsiniz. O da bazen.
9. Virüsten etkilenen çocuklar hariç bu virüs çocukları etkilemiyor.
10. Hayvanlar virüsten etkilenmiyor, ama daha hiçbir insan test edilmeye başlamadan önce Şubat’ta Belçika’da bir kedi test edilmiş ve pozitif çıkmış diyorlar. Artı orada burada birkaç kaplan varmış…
11. Hastalığın birçok semptomu var ama hiç semptom göstermeden de hasta olabilirsin veya semptom gösterirken hasta olmayabilirsin veya semptomsuz taşıyıcı olabilirsin.
12. Hastalanmamak için iyi beslenmeli ve spor yapmalısın, ancak sadece evindekilerle beslen ve sakın dışarı çıkma veya çık ama hemen gir.
13. Temiz hava almak lazım ama temiz hava almak için mesire yerleri ve deniz kenarlarına gidemezsin, kalabalık semt pazarlarına gidebilirsin. Hava almak için parkta yürüme, ama oturma da. Gerçi yaşlı veya hamileysen oturabilirsin ama dışarı çıkamazsın.
14. Yaşlıların yanına gidemezsin ama yaşlılarla ilgilenmek, yiyecek ve ilaç götürmek, yalnız hissettirmemek lazım, ama sakın yanlarına gitme.
15. Hastaysan sakın dışarı çıkma ama eczaneye gidip ilaç al.
16. Eve hazır yemek söyleyebilirsin, ki bu yemekler maske ve eldiven kullanmayan, hatta taşıyıcı kişiler tarafından hazırlanmış olabilir. Diğer taraftan marketten aldıklarını evde pişirmeden önce balkonda 3 saat bekletmelisin ki virüs varsa ölsün.
17. “Panik yaratmak istemem ama” diye başladığın sürece her türlü rahatsız edici, panik uyandırıcı haber veya yazıyı paylaşabilirsin. Aynısı “doğruluğunu teyit etmedim ama” diye başlayan yalan yanlış haberler için de geçerli.
18. Yabancılarla aynı otobüste, metroda, markette bulunabilirsin ama akraban ve arkadaşlarınla görüşmemelisin.
19. Dışarıda uygun sosyal mesafeye dikkat edersen güvendesin ama bu yabancılar için geçerli. Kendi aile ve arkadaşlarınla sosyal mesafeden bile görüşme.
20. Virüs farklı yüzeylerde farklı sürelerde canlı kalıyor. 2-4 saat veya 6 saat veya 6 gün de olabilir. Ama ortamın nemli olması lazım. Bazen de nemli olması gerekmez.
21. Virüs havada belli bir süre asılı kalabilir. Ama bu kapalı ortamda olabilir. Açık ortamda da olabilir. Veya virüs ağır olduğu için hemen yere inebilir. O yüzden bir kişi 10 kişiyi de enfekte edebilir ama boyu kısaysa enfekte etmeyebilir de…
22. Ölü sayısını takip ediyoruz ama kaç kişinin enfekte olduğunu bilmiyoruz çünkü sadece ağır hasta olanları test ediyoruz, çünkü ölürse bu virüsten mi öldüğünü bilmek istiyoruz.
23. Henüz ilaç bulunamadı, gerçi bir tane bulundu ama testleri tamamlanmadı, yine de zararlı görünmüyor ama aşırı alınırsa zarar verebilir (bütün ilaçlar gibi).
24. Virüsün etkisi yok olana kadar evimizde kalmalıyız ama virüs ancak toplumun büyük bir kısmı bağışıklık kazandığında etkisini kaybedecek. Bağışıklık kazanmak için insanların virüsle temas etmesi lazım ama virüsten korunmak için evde kalmalıyız.🤣🤣
Alıntıdır 😊

10 Nisan 2020 Cuma

1 Nisan 2020 Çarşamba

size resim yapayım mı?







maket kitaplar-3-


evet, derdimi biliyorsunuz...
benim küçük canavar, kitaplarıma dadandı, onlara her türlü zulmü yapıyor...kalemlerle karalamak mı dersiniz, sayfa sayfa yırtmak mı dersiniz, yerden yere atmak mı dersiniz...... ama henüz 3 yaşında.hiç de durdan çüşten anlayacak yaşta değil.
onun kalbini kırmaktansa ben de kolileyip kaldırırım kitaplarımı ve onların yerine kütüphanem boş görünmesin diye, geçici olarak maket kitaplar koyarım....vee maket kitapları da kendim yaparım...
benden kaçar mı beeee :))))
evet kitap ölçülerinde strafor parçalarım kesildi....
sayfa görünümü vermek adına, kızgın bıçakla üç kenarına çizikler yapıldı....bakın nasıl da sayfa sayfa gibi görünüyorlar....oysa tek parça strafor bunlar...aslında sayfa mayfa yok...



kitap kapaklarım parlak olsun istiyorum....bu nedenle bu sefer şahane bir buluş yaptım..aldım süt kutularını ve iç kısımları dışa gelecek şekilde kitap kapağı gibi yapıştırdım...gri ve parlak kitap kapaklarım oldu...


sonra da aldım gazete ve dergileri elime...ve kitap ismi olabilecek manşet ve yazıları kesip kesip kitaplarıma yapıştırdım...


aslında bunlar haber başlıkları filandı ama şimdi oldular kitap isimleriiii :))))


ve kütüphanemi gayet uyduruk, son derece sahte kitaplarla doldurmuş oldum :)))))


ama var ya, şu ana kadar kaç kişi geldi, baktı ve hiç şüphelenmedi kitaplarımdan...kimse anlamadı gerçek kitap olmadıklarını...


bu durum çok eğlenceli...kitaplarımın gerçekçi görünüşlerine ben bile hayran kaldım..


ay ansiklopedi setleri filan da mı yapsam :))))


allahım ben ne kadar sevimli, becerikli ve  yaratıcıyım ya :)


maket kitaplar-2-



mobilya teşhir salonlarında vitrin, kitaplık, çalışma masalarında filan maket kitaplar oluyor...dikkatinizi çekmiştir.... yani dekor amaçlı, kitap görünümünde kartondan yaplmış sahte kitaplar....işte onlara çok kafayı taktım...bu bizim sıpa büyüyene kadar kütüphanemdeki gerçek kitaplarımı korumak amacıyla, onun boyunun yetişeceği yerlere bu maket kitaplardan doldurmak istiyorum...
nerde satılır, nasıl bulunur bilemedim...ama ne kadar yaratıcı ve marifetli olduğum malum...ben yapabilirim o maket kitaplardan....
yani inşallah yapabilirim :))))))

bu straforları, kitap büyüklüğünde keserek üç kat üst üste yapıştırdım..yani her bir kitap, üst üste yapıştırılmış üç tane stafor parçadan oluşuyor..

bıçağı ateşte kızdırdıktan sonra çize çize kitapların üç tarafına sayfalar varmış gibi çizikler attım...bakın, sanki bir sürü sayfası varmış gibi oldu...oysa bu sadece strafor bir parça.



sonra karton parçalarıyla güya kitabıma kapak yaptım...
ardından, dört kitabımı birbirine yapıştırdım..
kitap isimlerini  ve logoları filan tamamen gazetelerden, dergilerden keserek yapıştırdım...









her ne kadar karşıdan belli olmuyorsa da, benim kitaplığımda hiç gerçek kitap yok :)))))
torunumun zulmünden kurtarmak için hepsini kaldırdım...çocuk biraz büyüsün, tekrar çıkarıp yerleştireceğim :)


maket kitaplar -1-

3 yaşlarında bir torunum var...
gayet kuduruk bir şey..ipte kazıkta durmuyor...
onun en kızdığım huyu, kütüphanemdeki kitaplara yaptığı zulüm...
kitapları ne kadar üst raflara taşısam da, bir şekilde yine oralara yetişiyor, indiriyor yerlere kitapları...
üstelik resimli değiller, ona hitap etmiyorlar ama olsun, yine de her gün beş on kere bütün kitaplık yerlere saçılacak ve anneanne delirtilecek....

mobilya teşhir salonlarında vitrin, kitaplık, çalışma masalarında filan maket kitaplar oluyor...dikkatinizi çekmiştir.... yani dekor amaçlı, kitap görünümünde kartondan yaplmış sahte kitaplar....işte onlara çok kafayı taktım...bu bizim sıpa büyüyene kadar kütüphanemdeki gerçek kitaplarımı korumak amacıyla, onun boyunun yetişeceği yerlere bu maket kitaplardan doldurmak istiyorum...
nerde satılır, nasıl bulunur bilemedim...ama ne kadar yaratıcı ve marifetli olduğum malum...ben yapabilirim o maket kitaplardan....
yani inşallah yapabilirim :))))))

bu straforları, kitap büyüklüğünde keserek üç kat üst üste yapıştırdım..yani her bir kitap, üst üste yapıştırılmış üç tane stafor parçadan oluşuyor..

bıçağı ateşte kızdırdıktan sonra çize çize kitapların üç tarafına sayfalar varmış gibi çizikler attım...bakın, sanki bir sürü sayfası varmış gibi oldu...oysa bu sadece strafor bir parça.


kitabın üç tarafını sayfa görüntüsü vermek için çizdim çizdim, ve  sonra karton parçalarıyla güya kitabıma kapak yaptım...
ardından, dört kitabımı birbirine yapıştırdım...


evet şu anda bile gerçekçi duruyor....


ve kapaklarını yaza-çize-boyaya renklendirdim...


ordan burdan etikete benzer ne varsa kesip kitabımın sırtına yapıştırdım..hani yayın evinin logosu olur ya, o görüntüyü verdim...


hani sayfa görüntüsü vermek için bıçakla çizikler yapmıştım ya, o sayfalar biraz eski ve kirli gibi görünsün istiyorum..o nedenle sayfa kısımlarını biraz tutkal-su-guvaj boya karışımıyla hafifçe geçerek o kirli ve eskimiş görüntüyü verdim.


sonra bolca mat  sprey vernik sıktım...


bence son derece gerçekçi oldu....ben çok beğendim.....
oğlan büyüyene kadar vitrinimin alt raflarında bunlar dursun bakalım :))))








mis gibi nostalji