Bu oyunun konusu oldukça değişik...
Sene 1960...Daha ne telefon var evlerde, ne internet, ne ileri teknoloji...
İstanbul polisinin 3 yıldır yakalayamadığı azılı bir kasa hırsızı var...İsmi Yavuz...
Bu hırsız, zengin ailelerin genç kızlarına yaklaşıp, onların kalbini çalıyor, aile içine giriyor, ve sonunda o köşkü soyup kaçıyor...
Sıradaki av, fabrikatör Necati bey' in kızı Deniz...
Deniz tam bir aptal sarışın..Çok saf bir kız..Ama hırsızımız, zamanla gerçekten sevmeye başlıyor kızı...Öyle ki, artık hırsızlığa tövbe bile ediyor...
Neyse, bir gün fabrikatör Necati bey, köşküne yeni bir para kasası alıyor..Kasa kocaman..Avrupa' da özel yaptırılmış...Henüz yeni gelmiş kasa..Şifresi bilinmiyor..Üretici firma daha sonra mektupla, bu kasanın şifresini bildirecek Necati bey' e....(O zamanlar öyle telefon, internet, fax filan yok)
Necati bey, verdiği davette, yeni para kasasını herkese gösteriyor...
Kasa ortada, ağzı açık duruyor..Konuklar ilgiyle inceliyorlar...
Bu arada, konuklar arasında koşuşturan çocuklardan biri oyun oynarken o kasanın içine giriyor..Köşkün genç kızı Deniz de yanlışıkla kapağı kapatıyor..Ve küçük çocuk kasanın içinde kilitli kalıyor....
Bir panik, telaş, korku yaşanıyor..Çocuk kasanın içinde nefessiz kalmış..Anne ve babası ayılıp bayılıyorlar..
Kasanın şifresini bilen yok...Ne yaptıysalar kasayı açıp çocuğu kurtaramıyorlar...
En sonunda kasa hırsızı Yavuz dayanamıyor...
-Çekilin..O kasayı ancak ben açabilirim......!!!!!
diyor..
Ve gerçek kimliğini açık etmeyi göze alarak çocuğu kurtarıyor...
Ve böylece de, kendini ele veriyor..Yakalanıyor...
Bu oyunu iki sene önce yazmıştım..Bu yaz da, kardeşimle birlikte yeniden elden geçirip, oynanmaya hazır hale getirdik..
Hakikatten çok eğlenceli bir oyun..
Buyrun efendim provalarımıza bir göz atın....
Yaşamınızda hep sanata dair bir şeyler olsun..
Çok sevgiler hepinize güzel insanlar...
-
-
-
-
-
-
-